cloud

Uzmanlara Sor

Img

Ailelerle Ortaklıklar

Uzmanlara Sorun

Ebeveynlerle kurulan ilişkiler, çocukları olabildiğince desteklemek için bilgileri olumlu ve etkili bir şekilde paylaşabileceğimiz anlamına gelir.

  • img
    img
    Ebeveyn Olmak

    Hepimiz çocuklarımız için olabildiğimiz en iyi ebeveyn olmak isteriz, ancak kendine güvenen, kibar ve başarılı bir çocuğun nasıl yetiştirileceğine dair genellikle çelişkili tavsiyeler vardır. Ebeveynlik boyunca, öncelikleri dengelemeye odaklanmak, aynı anda birden fazla sorumlulukla uğraşmak ve çocuklarınızın, diğer aile üyelerinin ve kendinizin ihtiyaçları arasında hızla geçiş yapmaya odaklanmak önemlidir. Modern ebeveynler için tüm internet ellerinin altındadır ve uyulması, dinlenmesi gereken tek bir kaynak yoktur. Birçok farklı görüş ve önerinin uçuştuğu bu ortamda kime ya da neye güveneceğinizi bilmek zor. Burada, bu süreçte kendinizi kaybetmeden çocuğunuzun gerçekten sevdiğiniz bir kişi olarak büyümesine nasıl yardımcı olabileceğinizden bahsedeceğiz.

    İyi haber: Çocuk yetiştirmenin tek bir doğru yolu yoktur.

    Araştırmalar bize, özgüveninin yüksek olduğu kendine güvenen bir çocuk yetiştirmek için otoriter olmaktan çok yetkili ebeveyn olmanın daha etkili olduğunu söylüyor. Bu durumda, çocuğunuzun sizden korkmak yerine sizi dinlemesini, saygı duymasını ve güvenmesini istersiniz. Aynı zamanda bir helikopter gibi çocuğa yukarıdan bakan ve onu izleyen bir ebeveyn değil, destekleyici olmak istersiniz.

    Bunların hepsini hedef olarak belirlemek kolaydır, ancak başarması zordur. Doğru dengeyi nasıl bulursunuz?

    Çocuğunuz geliştikçe karşılaştığınız zorluklar ve düşünceniz değişebilir, ancak yaklaşımınız tutarlı, sağlam ve sevgi dolu olmalıdır. Çaba göstermenin öz-güven oluşturduğunu ve zorlukların üstesinden gelmeyi öğrenmeye yardımcı olduğunu çocuğunuzun deneyimleyerek öğrenmesine yardımcı olun. İster gece boyunca uyumayı öğrenen bir bebeğiniz olsun, ister oyuncakları kaldırmaya yardım eden yürüme çağında bir çocuğunuz olsun ya da çatışmaları çözen daha büyük bir çocuk olsun, çocuğunuzun bağımsız olarak neler yapabileceğine dair beklentilerinizi kalibre etmeniz gerekir.

    Unutmayın ki çocuk yetiştirmenin tek bir doğru yolu yoktur. Elinizden gelenin en iyisini yapmanız, kendinize güvenmeniz ve hayatınızdaki küçük insanla birlikte olmanın tadını çıkarmanız temeldir. Ancak, kimi zaman bunu sağlamak pek de kolay olmaz ve ebeveynler işin içinden nasıl çıkacaklarını bilemezler. Bazen çocuklarının gelişimi ile ilgili bir gerilik veya güçlük, bazen ilişkilerde yaşanılan sorunlar, bazense salt ebeveynlik stresi anne ve babaları zor durumlar içine sokabilir. Bu gibi durumlarda, sorun ve sebep her ne olursa olsun bir uzmana danışmak ve destek almaktan çekinmeyiniz.

    Kaynak: https://www.nytimes.com/guides/well/guide-to-modern-parenting

  • img
    img
    Otizm

    OTİZM NEDİR?
    Otizm, doğuştan gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık nöro – biyolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor.

    OTİZMİN GÖRÜLME SIKLIĞI
    Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi verilerine göre bugün dünya genelinde okul çağındaki her 54 çocuktan biri otizm teşhisi alıyor. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla görülüyor. Dünyada son yıllarda şeker, kanser ve AIDS dahil olmak üzere bir çok hastalıktan daha fazla sayıda otizm teşhisi alınıyor. Ülkemizde sağlıklı istatistikler olmaması nedeniyle, Otizm Platformu’nun önceki yıllarda öngördüğü verilere göre, tahmini olarak 550.000 otizmli birey ile 0-14 yaş grubunda 150.000 civarında otizmli çocuk bulunduğu “varsayılıyor.” Otizmli bireylerin ebeveynleri, kardeşleri, yakın akraba ve çevreleri de hesaba katıldığı zaman, Türkiye’de her ile yayılmış durumda otizmden etkilenen 2 milyondan fazla vatandaşımızdan bahsedebiliriz.

    OTİZMİN TEŞHİS VE TEDAVİSİ
    Otizmin kapısını açmak için ilk önemli adım, erken teşhis. Erken teşhis, otizmli çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri alarak hayata katılması için ilk önemli adım.

    Kaynak: http://www.odfed.org/otizm/

  • img
    img
    Davranışsal Problemler

    Davranış sorunları, belirli yaş, kültür, sosyal değerler ve normlarla çelişen davranışlardır. Achenbach’a göre, davranış sorunları "İçselleştirme" ve "Dışsallaştırma" olarak kategorize edilebilir.

    Davranış problemini içselleştirmek
    Anksiyete, üzüntü, depresyon, sık sık somatik ağrılardan yakınma, bazı özel fobiler gibi içsel davranışlardan kaynaklanan davranış sorunları. Kızlarda davranış sorunlarını içselleştirmek yaygındır.

    Davranış problemini dışsallaştırmak
    Dışarıdan yöneltilen ve kızgınlık, şiddet, aşırı aktif, dikkat problemleri gibi eylemlerle ifade edilen davranış sorunları. Bu sorunlar yaygın olarak erkeklerde görülür.

    Davranışsal problemlerin sonuçları
    Yaşamın erken dönemindeki içselleştirme ve dışsallaştırma bozuklukları, tedavi edilmezse yaşamın ilerleyen dönemlerinde sürekli olarak dışsallaştırma ve içselleştirme sorunları gösterir. Davranış sorunları bir çocuğun ruh sağlığını etkiler.
    İyi davranış, iyi bir ruh sağlığının işaretidir, oysa ruh sağlığındaki problem saldırgan davranışa, kaygıya, strese, huzursuzluğa ve öz saygının azalmasına neden olur.
    Bir çocuğun ruh sağlığının bilişsel, sosyal ve öğrenme gelişimi üzerinde doğrudan etkisi vardır.

    Davranışsal problemin erken tespiti ve müdahalesi:

    • Erken teşhis, soruna erken müdahale için önemli yoldur.

    • Erken müdahale, bireyin yaşam kalitesini artırabilir ve aile toplumu ve millete yaratılan yükü azaltabilir.

    • Davranış sorunu okul öncesi yaş grubunda tanımlanabilir ve okula geçiş dönemi, davranış sorununa müdahale etmek için özellikle etkili bir zaman olarak tanımlanmıştır.

    • Erken zihinsel sorun belirtileri olan bireyler için erken müdahale programları, zihinsel bozuklukların gelişmesini önlemek için çok önemli ve etkili stratejiler olarak vurgulanmıştır.

  • img
    img
    Duyusal Farklılıklar

    Duyusal modülasyon ve regülasyon dediğimiz kavramlar anne rahminde başlayarak, erken bebeklik, çocukluk ve yetişkinliğide içine alan büyük bir süreçtir.

    Bu süreç anne karnından başlar ve ikinci yıla kadar olan süre çocuk gelişimi açısından en kritik olanıdır. Bu dönemde bebek diğer gelişim alanlarında olduğu gibi duyusal, motor, oral gelişimin de temel taşlarını atar.

    Birçok bebek anne rahminde en ilkel hareketlerinin alıştırmalarını yavaş yavaş yapmaktadır. Yine bu süreçte gelişmeye başlayan, motor, refleks ve reaksiyonel gelişim ile birlikte, dil ve iletişim, çevre, vücut farkındalığı gelişiminin de büyük bir kısmı oturmuş olur. Çocuğun gelişiminde, genetik faktörler veya çevresel etmenler sonucunda oluşmuş, gecikmeler duyusal problemleri meydana getirir.

    Çocuklarda görülen duyusal problemler;

    Duyusal İşlemleme Bozukluğu: Genellikle günlük yaşama adaptasyon problemleri yaşayan, otizm spektrum bozukluğunda, dikkat dağınıklığında ve öğrenme güçlüklerinde görülür. Bu çocukların duyularında özellikle dokunma, işitme, tat, görme, koku ve hareket gibi efektif gelen bilgilerde işleme yapılamamaktadır. Duyusal sorunlar, motor gelişim aşamalarında atlamalar, self-regülasyon (kendini sakinleştirebilme), dikkat, odaklanma, sürekli dağılma ve davranış problemleri ile karşılaşılmaktadır.

    Duyusal Modülasyon Disfonksiyonu: Aşırı hassas, tepkisel ve sakinleştirilmesi güç ve zaman alan çocukları içerir. Başkaları için tipik ve rahatsız etmeyen duygusal bilgiye aşırı tepkisellik ile karakterize bir durumdur. Sakinleşmeme (self-regülasyon), savaş, kaç ya da don cevapları ile sonuçlanır. Elbiselere aşırı hassas, yemek seçme, hareketlere aşırı tepkili ya da katılmayan bir karakteri vardır. Duyusal bilginin önemli özelliklerini işlemleme ve yorumlamada ki zorluktur.

    Duyusal Diskrimnasyon(Ayırt Etme) Disfonksiyonu: Kişinin, başının hangi pozisyonda olduğunu, hareket durumunu(hareketli/durgun) hangi yöne hareket ettiğini ayırt etmesi en güzel örnektir. Duyusal bilginin ayırt edilmesi; kişinin motor becerileri sergilemesini sağlar ve bu alandaki zorluklar spor, el yazısı, koordinasyon ve top oynama becerileri gibi postüral kontrol ve motor beceri gerektiren alandaki problemler ile sonuçlanır.

    Praksis Bozuklukları: Motor planlama, vücudun iki tarafını koordine etme ve zamanlama ile hareket içeren komplike motor koordinasyon aktiviteleri uzay boşluğunda sergilemedeki problemleri içerir. Praksis alan problemleri; giyinme, alet kullanımı, oyun oynama, ev ödevini organize etmek gibi motor görev ve aktivitelerdir.

    Duyusal sistemlerinde problem yaşayan çocuklarda gözlenebilecek durumlar;


    • Dokunma, Ses, Hareket, Görmeye Aşırı Tepki:
    • Dikkati kolay dağılır

    • Dokunulunca kendini çeker

    • Bazı yiyecek ve giysilerden kaçınır

    • Parklarda hareketli nesnelere aşırı korkar

    • Yüksek seslere hassastır

    • Beklenmeyen duyusal girdi ile agresif tavırlar vardır


    • Duyusal Girdiye Normalin Altında Tepki:

    • Yoğun duyusal girdi arama

    • Vücut pozisyonu ve ağrının farkında olmama

    • Aşırı ve düşük tepkisellik arasında geçişler yapma


    • Koordinasyon Problemleri:

    • Zayıf bir denge

    • Spor veya top becerilerinde zorluklar

    • Motor koordinasyon gerektiren yeni görevleri öğrenmede ciddi zorluklar

    • Sarsak, sakar ve katı görünme


    • Normalin Altında Düşük / Üstünde Yüksek Aktivite Seviyesi:

    • Akademik başarı ya da günlük yaşam becerilerinde gecikmeler

    • Davranışın zayıf organizasyonu

    • Zayıf kendilik konsepti (self concept)

  • img
    img
    Gelişimsel Problemler

    Gelişim sorunları, bir çocuğun yaşa özgü gelişimsel kilometre taşlarını (fiziksel büyümenin aksine) karşılamasında devam eden herhangi bir gecikmeyi tanımlayan "gelişimsel gecikmeler" olarak adlandırılır. Gerçek bir tıbbi belirti olması için (bir çocuğun normal olan bir alandaki geçici gecikmesinin tersine), gelişimsel bir sorunun gelişimsel kilometre taşları zincirini etkilemesi ve devam etmesi gerekir. Gelişimsel sorunların çoğu çocuğun ikinci yaş gününden önce fark edilir.

    Gelişim sorunları, devam eden işlevsel gelişimsel kilometre taşlarını etkileyen birkaç kategoriye ayrılır. Bu dönüm noktası kategorileri arasında dil becerileri, bilişsel gelişim (düşünme ve öğrenme), sosyal ve duygusal gelişim ve kaba motor ve ince motor becerileri bulunur. Gelişimsel sorunların çoğu, çeşitli gelişimsel kilometre taşlarını veya sorunları tek bir bozuklukta birleştirerek kesişir.

    Gelişimsel gecikmenin nedenleri yaygındır, ancak kalıtımsal bozuklukları, zihinsel geriliği, nörolojik hasarı, otistik bozuklukları, dejeneratif hastalıkları, sosyal veya çevresel yoksunlukları, sağırlığı ve daha birçok nedeni içerir. Konjenital hipotiroidizm gibi tanınmayan (tedavi edilebilir) tıbbi rahatsızlıkları olan bebeklerde gelişimsel gecikme semptomları olabilir. Bazı gelişim sorunları, zayıf görme, sağırlık ve çevresel faktörler gibi nedenlere değinilerek düzeltilebilir veya iyileştirilebilir.

    Gelişimsel sorunlar devam eder, kalıcıdır ve kendi kendine ortadan kalkmaz. Çocuğunuz nöbet geçirirse acil tıbbi yardım isteyin; soluk veya mavi dudaklarla birleştirilebilen şiddetli nefes almada zorluk; kısa bir an için bile bilinç kaybı; şiddetli veya sürekli kusma; hızlı kalp atış hızı; daha büyük bir çocuk kendine veya başkalarına zarar verme tehlikesi altındaysa; veya çocuk istismarı veya ihmalinden şüpheleniyorsanız.

    Bebeğinizin veya yürümeye başlayan çocuğunuzun göz teması zayıfsa acil tıbbi yardım isteyin; kendi adına yanıt vermiyorsa; başkalarına cevap vermiyor; izole görünüyor; tekrarlayan eylemlere takıntılıdır; makul bir süre içinde yürümez veya konuşmaz; düzgün duymuyor veya görmüyor gibi görünüyor; veya aşırı agresif davranışlara sahip.



    Kaynak: https://www.healthgrades.com/right-care/childrens-health/developmental-problems
  • img
    img
    Beslenme

    Beslenme, anne memesine yaklaşarak başlayan bir süreç sonrasında, bebek açısından karmaşık bir şekilde ilerler. Çocuğun annesini emmeyi bırakmasından sonraki süreçte, katıya geçiş ile birlikte ağız, dil kullanımı, oral motor gelişim artar ve besinlerin ağıza alınması ile başlayıp- yutmasıyla sona erene, sıralı olaylar başlar. Bebek ve çocuklarda yiyecek ayırt etme, üflememe, pipet kullanamama, yemek seçme, ağız içerisinde yiyecekleri yanak ile dişler arasında tutma, besinleri çiğnemeden yutma, yediklerini kusma/öğürme gibi durumların varlığı ağız içi koordinasyonun oturmadığı ve çocuğun besin ağzına girdiğinde ne yapacagını bilmediği anlamına gelir.

    Doğru bilinen yanlışlar

    Genellikle dağınık yiyen çocuklar; olgunlaşmamış çiğneme modelleri sergilenmesi; oral motor kapasitelerine göre yiyecek seçimi ve ailelerin bunu desteklemesi. Ailelerin özellikle rendelenmiş besinler veya püre yaptığı besinler ile birlikte oral motor gelişimini yavaşlattığı çocuklarda, daha yavaş çiğneme, az beslenme gibi problemler görülebilir.

    Genelde ebeveynlerin tek düze beslediği, besinleri çeşit veya doku acısından zenginleştiremediği bebekler, ağızlarındaki nesnelerin hissettirdiklerini sevmezler. Bu durum, bebeğin gelişimi için önemli olan ağız ile dünyayı keşfetme deneyiminde eksikliğine yol açar. Bu keşfetme eksikliği, çocukların daha sonra gıdaların niteliklerini (pürüzsüz, gevrek veya karışık doku) anlamakta zorlanmalarına yol açar. Bunun sonrasında gelişen, çocuklarda ağza alınan yemekleri yememe (savunuculuk), seçme gibi tutumlar ile TV, Tablet vb. faktörlerle yemek yedirme gibi durumlar işin içine dahil olabilir.

    Ebeveyler İçin Beslenme Saatini Kolaylaştırıcı İpuçları

    • Çocuklarla tahmin edilebilir bir yemek zamanı rutini oluşturmak, neyle karşılaşacaklarını bilmelerine yardımcı olur.

    • Bir çocuğu bir şey yemesi için hiçbir zaman zorlamayın. Yemeklerle olumlu etkileşimler ve yemek masasında hoş deneyimler oluşturmak, çocuğun güvende hissetmesine yardımcı olmak için önemlidir. Güvenli hissetmek, çocuğun yeni bir şey denemek gibi bir risk alması için çok önemlidir.

    • Çocukların yiyecekleriyle oynamasına ve dağınık olmasına izin verin! Çocuklar tüm duyularını kullanarak yeni yiyecekler hakkında bilgi edinebilirler. Yemek masasında yemekle oynamak bir sorun haline geliyorsa, yiyecek keşfi için bir “yemek oynama zamanı” ayarlayın.

    • Bir çocuk yeni yiyecekleri keşfederken, sadece “nefis” veya “iğrenç” olarak etiketlemek yerine, ebeveynlerin zengin, açıklayıcı bir dil kullanmaları yararlı olur. Çocuğa duyusal nitelikleri tanımlamak (gevrek, pürüzsüz, ıslak, soğuk, tatlı vb.) çocuğun tadım kısmına geçmeden önce neyle karşılaşacağını bilmesine yardımcı olur!

    • Eğer bir çocuk yemek veya atıştırmalık hazırlamaya yardım etmeye ilgi gösterirse, yiyecek alışverişi ve hazırlanma aşamasına katılmasını sağlayın.

    • Yemek yerken dikkat dağıtıcı unsurları mümkün olduğunca sınırlandırın. Televizyonu kapatmak, çocuğun oturma pozisyonunu daha az dikkat dağıtıcı olacak şekilde değiştirmek ve oyuncakları masadan kaldırmak çocuğun yeme hedefine odaklanmasına yardımcı olur.



    Eğer çocuğunuz bunları yapıyorsa?



    • Sınırlı yemek repertuarına sahip olma

    • Büyüme için yetersiz beslenme ve ya yetersiz gıda alımı

    • Yemek yerken öğürmek ve / veya boğulacak gibi olma

    • Gıdaları çiğneme veya yutmada zorluklar

    • Tanıdık olamayan gıdalara yakın durmada zorluklar (hazırlanmakta olan gıdalar, masada bulunan)

    • Değişik tat, doku ve kokulara sahip yiyecekleri yemede güçlük

    • Yiyeceği gıdalar konusunda esnek olmamak ve spesifik olmak. - örneğin, belirli bir yiyecek bildiği belirli bir şekilde hazırlanmış olmalı veya sadece belirli bir markayı kabul etmek

    • Pipet, mutfak araç gereci ve / veya bardak kullanmada zorluk

    • Yeme ile ilgili dirençli davranışlar ve / veya öfke nöbetleri

    • Yemekten kaynaklanan yorgunluklar (örn. Mola gerektirir, çok küçük porsiyonlar yer)

    • Yeme hızı çok hızlı veya çok yavaş

    • Özensiz yeme alışkanlığı vardır

    • Ağzını yiyecekle doldurmak

    • Yemek zamanı boyunca ailenizle birlikte masaya oturamamak

    • Farklı ortamlarda veya farklı insanlarla (yani restoranlar, okul) yemekte zorluk

    • Siz ve / veya çocuğunuz yemek saatlerinde yüksek düzeyde stres hissetmek

    • Çocuğunuz yemek zamanı boyunca yemek zamanından zevk almasını etkileyen zorluklar göstermek

    • Çocuğunuz yemek zamanı boyunca diğer aile üyeleri için yemek zamanından zevk almayı etkileyen zorluklar göstermek.



    Beslenme ile alakalı bir problem varlığı düşünülebilir. Bu durumda bir uzmandan yardım almanız gereklidir!

  • img
    img
    Dil ve Konuşma

    Konuşma ve dil birbirinden farklıdır. Kişi, bir tanesinde ya da her ikisinde de birden sorun yaşayabilir. Dil ve konuşma arasındaki farkları bu yazıda öğrenebilirsiniz. Endişeleriniz varsa bize danışabilirsiniz.

    Konuşma: Konuşma, sesler ve sözler dediğimiz şeydir. Konuşma şunları içerir:

    Artikülasyon: Konuşma seslerini ağız, dudak ve dil aracılığıyla nasıl çıkartırız? Örneğin ‘wabbit’ yerine ‘rabbit’ (tavşan) demek için /r/ sesini söyleyebilmemiz gerekir.

    Ses: Sesi üretmek için ses kıvrımlarımızı ve nefesimizi nasıl kullanıyoruz? Sesimiz yüksek veya yumuşak, yüksek perdeli veya düşük perdeli olabilir. Çok konuşarak, bağırarak veya çok öksürerek sesimize zarar verebiliriz.

    Akıcılık: Akıcılık, konuşmamızın ritmidir. Bazen sesleri tekrar ediyoruz veya konuşurken duraksıyoruz. Bunu çok sık yapan insanlar kekeleyebilir.

    Dil: Dil, kullandığımız kelimeleri ve fikirleri paylaşmak, istediğimizi elde etmek için bunları nasıl kullandığımız anlamına gelir. Dil şunları içerir: Kelimeler hangi anlama gelir? Bazı kelimelerin birden fazla anlamı vardır. Örneğin, “yıldız” gökyüzünde parlak bir nesne veya ünlü biri olabilir. Yeni kelimeler nasıl üretilir? Örneğin, “arkadaş”, “arkadaşça” veya “düşmanca” diyebilir ve farklı bir şey ifade edebiliriz.

    Dil ve Konuşma Bozuklukları

    Konuşma, dil veya her ikisiylede birden sorun yaşayabiliriz. Başkalarının söylediklerini anlamada zorluk alıcı dil bozukluğudur. Düşüncelerimizi, fikirlerimizi ve duygularımızı paylaşmada sorun yaşamak, ifade edici dil bozukluğudur. Hem alıcı hem de ifade edici dil problemi de olabilir.

    Sesleri söylerken sorun yaşadığımızda, konuşurken kekelediğimizde veya ses problemimiz olduğunda, konuşma bozukluğumuz vardır.

    Nereden Yardım Alabilirim?

    Dil ve konuşma terapistleri (DKT), konuşma ve dil bozukluğu olan insanlarla çalışırlar. DKT'ler okullarda, hastanelerde ve kliniklerde çalışırlar.

    Kaynakça: https://www.asha.org/public/speech/development/Speech-and-Language/